271 | çok özürlüler | Beden, zihin, duygu gelişimi ile toplumsal gelişimleri ve özellikleri bakımından birden çok özürü olanlar. |
272 | çok yanıtlı test maddesi | Seçilmesi istenilen belli yollardan ikisinin ya da daha çoğunun doğru olabileceği özel çoktan-seçmeli bir madde türü çok yanıtlı soru. |
273 | çok-evreli örnekleme | Örneklerin evre evre seçildiği, önce yığının büyük örnekleme birimlerine (ünite) bölündüğü, sonra bunların her birinin daha küçük örneklemelere ayrıldığı bir örnekleme türü. |
274 | çokçuluk | 1. Bircilik ve ikicilik karşıtı olarak çokluğa önem veren, evrenin birbirine benzemeyen birçok varlıklardan oluştuğunu, varlıklar ve olaylar arasında birlik aramanın ancak zihnin bir yönsemesi olduğunu ileri süren öğreti. 2. Felsefe, din ve siyasa alanlar |
275 | çokluk | bk. sıklık. |
276 | çokluk dağılımı | bk. sıklık dağılımı. |
277 | çoktan seçmeli test | Bir sorunun, verilen dört ya da beş yanıtı arasından doğrusunu ya da en uygununu seçme kuralına dayanan test türü. |
278 | çoktan seçmeli test maddesi | Kendisine test uygulanan kimsenin, belli yanıt ya da yollar arasından doğrusunu ya da en iyisini seçmesini gerektirecek biçimde düzenlenen test maddesi. |
279 | çözümleme | 1. Bir bütünü oluşturan parçaları bilimsel bir amaçla birbirinden ayırma işi. 2. Öğretimde bir konunun ya da birimin (ünite) bölümleri üzerinde ayrı ayrı durarak çalışma. |
280 | çözümsel inceleme | 1. Zihnin, bir sorunu öğelerine ya da mantıksal bölümlerine ayırarak onun üzerinde belli bir amaca göre çalışması. 2. Bir sorunun çözümü için sürdürülen seçici düşünme yolu. 3. Bir sorunu öğelerine ya da mantıksal bölümlerine ayırma ve bunları ayrıntıları |
281 | çözümsel sorunlar | Öğrencileri çözümsel çalışmalara yöneltmek, onlara "bütün" ve "bileşik" durumdaki düşünce ya da yargıları ayrı ayrı ve daha yalın biçimde açıklattırmak, kural ve yasalar tam ve doğru olarak benimsetmek, birtakım olayların neden-sonuç ilişkilerini buldurma |
282 | çözümsel yöntem | Bir konunun daha iyi ve tam olarak öğrenilmesi ya da öğretilmesi için konuyu bölüm bölüm ve ayrı yönlerden inceleme temeline dayanan öğretim yöntemi. |
283 | çözümsel-bireşimsel yöntem | Okuma öğretiminde önce her bir sözcüğün bilinen bölümlere ayrılması ve sonradan bütün olarak okunması amacını güden yol. |
284 | dağılım | Bir ölçme sonucunda elde edilen değerlerin ya da test puanlarının bir ortalama noktası çevresinde serpilmesi durumu, bk. sıklık dağılımı. |
285 | dağılma genişliği | bk. yayılma genişliği. |
286 | dal öğretmeni | Bir ya da birbiriyle ilgili birkaç dersi okutan öğretmen. |
287 | dalton planı | Başlıca amacı, eğitim ve öğretim çalışmalarını, her öğrenciye "iş" adiyle verilen aylık ödevlere göre düzenlemek ve sürdürmek olan, ilk kez 1920 yılında A.B.D 'nde Massachusetts eyaletinin Dalton kenti okullarında uygulanan öğretim planı. |
288 | danışma | 1. Bir öğrenciye, gücü oranında en iyi uyumu gerçekleştirebilmesi için, danışmanın okul ve çevre kaynaklarından yararlanarak yaptığı bireysel ve kişisel yardım. 2. Bir öğrencinin karşılaştığı güçlüklerin nedenlerini tanımlama yolunu seçerek ya da seçmeden |
289 | danışma bölümü | Çocuğu testlerde aldığı sonuçlara, ders notlarına ve olay yazımlarındaki bilgilere göre tüm olarak değerlendirmesini bilen bir danışmanın yönteminde çalışan ve öğrencilerin danışma gerekinmesini karşılayan kılavuzluk bölümü. |
290 | danışma odası | Okulda danışma ve kılavuzluk çalışmalarının gereklerine uygun olarak donatılıp öğrencilerin yararlanmasına açık tutulan yer. |
291 | danışman | 1. Okullarda her öğrenciye kişisel olarak yardım eden ve ayrıca öğrencilerin okulları, aileleri ve çevreleri ile ilgili güçlüklerin çözümünde kılavuzluk yapan görevli. 2. Kılavuzluk ve danışma odalarına baş vuran kimselerin ruhsal, toplumsal, akademik ya |
292 | davranım | 1. Genel anlamda bir organizmanın görülen ve görülmeyen her türlü bedensel, ruhsal ve zihinsel etkinliğine verilen ad. 2. Bir organizmanın belli bir gereksemeyi karşılamak için çaba harcayarak gösterdiği etkinlik. |
293 | davranım örüntüsü | Aralarında bir ölçüde özünlü birlik görülen ve bireyin hemen hemen hiç denetleyemeyeceği iç, ruhsal gereksinmeler sonucu oluşan tepkiler takımı. |
294 | davranımcı | Ruhsal olguların incelenmesinde davranımcılık kuramını göz önünde tutan, alışkanlıkları ve öğrenmeyi davranımcılık ilkeleriyle açıklama eğilimi gösteren ruhbilimci ya da eğitimci. |
295 | davranımcılık | Ruhbilimin görevini, bilinçlilik durumunu araştırmak yerine, davranımları incelemek biçiminde düşünen, öğrenmenin ve alışkanlıkların yalnızca koşullu uyarımlar olduğunu ileri süren ve yalnız nesnel, deneysel ya da gözleme dayalı yöntemlere değer veren kur |
296 | davranış | 1. Kişinin özellikle ahlak bakımından gösterdiği davranım. 2. Bir kimsenin içinde bulunduğu toplumsal, ekonomik ve kültürel koşullar dolayısıyle geliştirdiği ve onu aynı durumdaki kimselere yaklaştıran davranımların tümüne verilen ad. 3-Bir kimse ya da bi |
297 | davranış bozukluğu | Ruhsal çatışmalar sonucu ortaya çıkan, toplumsal yönden huzursuzluk yaratan ya da toplum kurallarını çiğneyen davranış uyumsuzluğu. |
298 | davranış notu | İlk ve orta dereceli okullarda öğrencilerin, genel ahlak ilkeleri ve okulca saptanmış kurallar karşısındaki tutum ve davranışlarını değerlendirmek üzere verilen not. |
299 | değer | 1. Bir varlığın ruhsal, toplumsal, ahlaksal ya da güzellik yönünden taşıdığı düşünülen yüksek ya da yararlı nitelik. 2. Bir değişkenin ya da bilinmeyenin sayı ile anlatımı. |
300 | değerlendirici ölçütler | Bir eğitim kurumunun programı bütünü ile değerlendirilirken bu değerlendirmeye temel olacak etmenler ve ölçünler. |