Eğitim - XML


IDTerimAçıklama
361dirik ruhbilimGenellikle ruhsal çözümleme yönteminden yararlanarak ruhsal gelişimi, değişmeyi, güdüleri ve özellikle zihin basamaklarını inceleyen ruhbilim.
362disiplin1. Bir topluluğun, yasalarına ve düzenle ilgili yazılı ya da yazısız kurallarına, titizlik ve önemle uyması durumu. 2. Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin tümü.
363disiplin cezasıDisiplin suçlarından birini işleyen öğrencilere davranışlarının ağırlık derecesine ve okulun özelliğine göre verilen ceza.
364disiplin kuruluOrta dereceli okullar ile yüksek okullarda yönetmen başyardımcısının ya da yönetmen yardımcısının başkanlığı altında yönetmeliklerinde belirtilen sayı ve biçimde öğretmen üyelerden oluşan ve disiplin kurallarına aykırı davranan öğrencilerin suçlarını sapt
365disiplin suçuOkul içinde ya da dışında öğrencinin disiplin yönetmeliğine göre yapmaması gereken davranışlardan birini yapması.
366doçentÜniversitelerde derecesi profesör ile doktor asistan arasında bulunan öğretim üyesi.
367doçentlik sınavıYabancı dil, doçentlik tezi, bilimsel tartışma, deneme dersi basamaklarından oluşan ve "doçent" sanını elde etmek için verilmesi gereken sınav.
368doğacılıkToplumsal kuruluşların ve yaşayış biçiminin doğaya dönük olmasını amaç edinen öğreti.
369doğal bilimlerDoğadaki nesneler ve doğal olaylar üzerinde incelemeler yapan, bunlara ilişkin bilgi ve deneyler ile kuramları belli ilkelere ve kurallara bağlamaya çalışan fizik, biyoloji vb. bilimler.
370doğalcılık1. Doğa dışında hiç bir şeyin ve gücün var olmadığına inanan, her gerçeğin doğadan çıktığını ileri süren felsefe öğretisi. 2. Rousseau'dan başlayarak John Dewey'e kadar birtakım filozof ve düşünürlerin geliştirdiği ve çocuğun doğal gelişmesi, kendi kendin
371doğaüstücülük1. Doğa yasalarıyle açıklanamayan olayların ve gerçeklerin varlığına inanmak gerektiğini ileri süren öğreti. 2. Özdekçi ve doğacı düşünürlere göre, önemsiz ya da bilimsel yöntemlerle ilişkisi olmayan herhangi bir tutum.
372doğru-yanlış test maddesi1. Biri doğru, öteki yanlış olmak üzere yalnızca iki olası yanıttan oluşan test maddesi. 2. Testi yanıtlayan kimsenin, verilen cümlenin doğru ya da yanlış olduğunu belirtmesinin istenildiği test maddesi. Bunun "evet-hayır" biçiminde yanıtlananı da vardır.
373doğrulama1. Bir düşünceyi, başkalarına kabul ettirmek ereğiyle bildirme, ileri sürme. 2. Bir yargı, önerme, varsayım ve kuramın ne derece doğru olduğunu gözlem ya da deneyim yoluyla inceleme, araştırma. 3. Bilimsel araştırmalarda gözlem ve deneylerin denetiminden
374doğruluk1. Kendilerine test uygulanan kimselerin sayısı ile doğru olarak yanıtlanan test maddeleri sayısı arasındaki oran. 2. Test puanlarında yanlış bulunmaması durumu.
375doğurtuculukSokrates'in, önceden düzenlenmiş birtakım sorularla, karşısındakinin zihninde saklı olan doğruları açığa çıkarma ve böylelikle ona gerçeği buldurma temeline dayanan öğretim yöntemine verilen ad.
376doğuştan gelen yetenekKültür ve eğitim etkilerinin dışında bireyin doğuştan elde ettiği yetenek.
377doğuştancılıkDüşünce, duygu, karakter gibi birçok ruhsal özelliklerin doğuştan geldiğini, bu özelliklerin daha sonra kazanılanları etkilediğini, çocuğun gelişmesinde doğuştan gelen yeteneklere önem verilmesi gerektiğini ileri süren görüş.
378doktorBir fakülteyi ya da yüksek okulu bitirdikten sonra belli bir bilim dalında en yüksek öğrenim aşamasına vardığını, geçirdiği özel sınavla ve başarılı bir yapıtla gösterenlere verilen san.
379doktora1. Bir fakülteyi bitirdikten sonra o bilim dalında sınav ve bilimsel bir yapıtla erişilen en yüksek aşama. 2. Doktor sanını kazanmak için verilen sınavın adı.
380dolaylı çıkarımKavramlar arasındaki ilişkilere dayanarak birtakım yargılara varma ve bu yargıların yardımıyla anlam ve sonuç çıkarma.
381dörtte bir (noktası)Bir dağılımda denekleri dört eşit kümeye ayıran üç noktadan biri.
382dörtte bir sapmaBir grup puanın, ortadaki yüzde 50'lik bölümünü kapsayan genişliğin yarısı.
383dudaktan okumaİşitme duyusundan yoksun bir kimsenin konuşan bir insanın söylediklerini onun dudak hareketlerini izleyerek anlaması.
384durum1. Ruhsal, toplumsal ve bedensel bakımdan çevresine başarılı bir biçimde uyması için inceleme ve bakım konusu olan kişi (öğrenci) ya da aile (ana-baba). 2. Yakınma konusu olan ve çözümü beklenilen sorun.
385durum görüşmesiBirkaç kılavuzluk ilgilisi ya da uzmanının, belli bir sorun, olay ya da kişi üzerinde görüşlerini bildirmek için yaptıkları toplantı.
386durum incelemesiYakınan bir kimsenin ortaya koyduğu sorunun kaynağını, niteliğini, nedenini araştırarak ve eldeki bilgilerden yararlanarak bakım ya da yardım yollarını saptama tekniği.
387durum tarihçesi1. Danışman kılavuzdan yardım görmesi beklenilen bir kişiyle ilgili olarak düzenli biçimde toplanan bilgi. 2. Bir kimsenin ya da ailenin yaşamını etkilemiş bulunan önemli olayları ve sorunları kapsayan özet.
388durum yazımıBir durumun, kılavuzluk uzmanlarının okuyup yararlanacağı biçimde düzenli ve tam olarak yazılması.
389duvar gazetesiYa tüm okul ya da belli bir sınıf için hazırlanan, öğrenci yazıları ile resimlerini kapsayan ve belli zamanlarda sınıfın ya da okulun uygun bir köşesinde duvara asılarak öğrencilerin yararına sunulan gazete, bk. çocuk gazetesi.
390duyguBelli bir uyaran karşısında genellikle güdü ve değerlerle ilişkili olarak belirip çoğu kez süreklilik ve tutarlılık gösteren, heyecandan daha zayıf bir uyarım biçimi.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir