571 | görüş | Olaylar, düşünceler ya da nesneler üzerinde geliştirilen anlayış, değer ve yargı. |
572 | görüşme | Bir konu üzerinde aydınlanmak ya da bir kimsenin kişiliği üzerinde bilgi edinmek amacıyla yüz yüze yapılan konuşma. |
573 | gösteri | 1. Olgu ya da olayları göstererek anlatma ve açıklama yöntemi. 2. Belli olgu ve olaylara ilişkin ilkeleri açıklamak, birtakım teknik ve becerileri öğretmek amacıyla bir şeyi başkalarının önünde yaparak gösterme işi. |
574 | gösterici | Sinema filmi, slayt, fotoğraf camı vb. ile saptanan görüntüleri duvara ya da beyazperdeye büyüterek yansıtan aygıtlara verilen genel ad. |
575 | göz koruma sınıfları | Gözleri ileri derecede bozuk olan çocuklar için düzenlenen, bol ışıklı ve içinde olağan ölçülerden daha büyük ders araç ve gereçlerinin kullanıldığı sınıflar. |
576 | gözetimli oyun | Bütün çocukların tam ve eşit olarak katılmalarını sağlamak için bir öğretmen ya da yardımcısının gözetimi ve yönetimi altında oynanan oyun. |
577 | gözlem | 1. Bir olayı, bir gerçeği ya da bir nesneyi iyi anlamak için bu olay, gerçek ya da nesnenin türlü belirti ve koşullarını izleme ve inceleme işi. 2. İzleme ve inceleme sonucu elde edilen ölçü, puan ya da derece biçimindeki değerlere verilen ad. 3. Bir kims |
578 | güç eğitilebilir | Güçlükle ve çoğu kez ancak yineleme yoluyla kendisine birtakım şeyler öğretilebilen (çocuk ya da genç). |
579 | güç testi | Yanıtlama hızı yerine başarı düzeyini ölçmeyi amaç edinen, bu nedenle uygulama sırasında ilgililere geniş bir zaman süresinin tanındığı test. |
580 | güçlük değeri | Bir öğrenci topluluğuna örneğin belli bir yaşta ya da sınıftaki öğrencilere uygulanan testin herhangi bir maddesini doğru yanıtlayanların o maddeyi yanıtlayanlara göre yüzdelik değeri. |
581 | güdü | 1. Genel anlamda gerek bilinçli, gerek bilinçsiz olarak davranımı doğuran, devamını sağlayan ve ona yön veren herhangi bir içtepi, itki ve tavır. 2. Organizmanın, belli bir amaca göre, birbirine bağlı bir dizi davranım göstermesini gerekli kılan gereksini |
582 | güdümlü görüşme | Kılavuzluk çalışmalarında danışmanın görüştüğü kimseye (öğrenciye), yönelttiği dolaysız sorularla izlemesi gereken yollara ilişkin öğütlerde bulunduğu bir görüşme tekniği. |
583 | güdümlü öğrenme | Öğretmenin yol göstericiliği, yardımı ve öğütleri ile önceden tasarlanmış bir plana göre gerçekleşen öğrenme. |
584 | güdümsüz görüşme | Kılavuzluk çalışmalarında danışmanın, doğrudan doğruya düşüncelerini söylemekten ve öğütte bulunmaktan kaçınarak, görüştüğü kimseye sorunlarını kendiliğinden çözmesi için yardımcı olmaya çalıştığı bir görüşme tekniği. |
585 | güncellik ilkesi | Öğretim sırasında öğrencilerin güncel sorunlarla karşı karşıya gelmelerini yurt ve yeryüzü olaylarıyle ilgilenmelerini sağlamak için onlara yaşamın gerçeklerini tanıtmayı amaç edinen eğitim ilkesi. |
586 | gündüzlü öğrenci | Bir öğretim kurumuna gündüzleri devam eden ve yatılı öğrenciler gibi geceyi okulda ya da okula bağlı bir yurtta geçirmeyen öğrenci. |
587 | güvenirlik | Bir testin, ölçmesi gereken şeyi her uygulanışında aynı biçimde ölçmede gösterdiği tutarlık derecesi. |
588 | güvenirlik katsayısı | Bir testin iki yarımı, aynı küme üzerinde uygulanan eş değerli iki örneği ya da aynı testin yinelenişinden elde edilen dağılımlar (puanlar) arasındaki bağlılaşma katsayısı. |
589 | güzelduyu | 1. Sanattaki güzel ve güzelliğin niteliğini, insan düşüncesinde ve duygularında yaptığı etkileri birtakım ilkelere ve yöntemlere göre inceleyip değerlendiren bilgi dalı. 2. Güzel ve güzellikle ilgili sorunları konu olarak ele alan, öğrencilerde güzelliğe |
590 | haftalık ders dağıtım çizelgesi | bk. ders dağıtım çizelgesi. |
591 | halk eğitimi | bk. yetişkinler eğitimi. |
592 | ham puan | Genellikle doğru yanıtların sayısı, yanlış sayısı ve uygulama süresi vb. özellikler göz önünde tutularak bir testi puanladıktan sonra elde edilen ve üzerinde herhangi bir yorum ve işlem yapılmamış olan niceliksel sonuç. |
593 | harp akademisi | Sınıf subayları arasından istekli ve yetenekli olanlara kurmay öğrenimi vererek onları yüksek komuta görevleri için yetiştiren iki yıllık eğitim kurumu. |
594 | harp okulu | Kara, deniz ya da hava kuvvetlerinde görev alacak subay adaylarını yetiştiren ve öğrenim süresi dört yıl olan yüksek okul. |
595 | hayal gücü | bk. imgelem. |
596 | hayat bilgisi | Öğrencilerin doğa, aile, toplumsal yaşayış ile ilgili gündelik olayları gözleyip incelemelerine olanak sağlamak ve onlara gerekli birtakım temel bilgileri, beceri vé anlayışları kazandırmak amacıyla okutulan ders. |
597 | hayat-durumları yaklaşımı | Öğretim programlarının, yaşam boyunca yinelenen temel öğrenim yaşantılarına göre düzenlenmesine önem veren bir yaklaşım biçimi, bk. sürekli hayat durumları. |
598 | hayvan ruhbilimi | Hayvan davranımlarını deneysel yöntemlerle inceleyen ve inceleme sonuçlarını çok kez insan davranımları açısından da değerlendirmeye çalışan ruhbilim kolu. |
599 | hayvan sağlık memurları okulu | Hayvan sağlığıyle ilgili görevleri yapacak kimseleri yetiştirmek amacını güden, ortaokula dayalı üç yıllık meslek okulu. |
600 | hazcılık | İnsan yaşayışında en büyük değerin ve başlıca amacın haz alma olduğunu haz ile en iyinin birbirine eşit bulunduğunu sürekli hazza ancak bilgelikle erişilebileceğini savunan bir felsefe ve ahlak görüşü. |