661 | ilköğretim denetmeni | Atandığı bölgede özellikle ilköğretim kurumlarının çalışmalarını ve ilköğretimle ilgili öteki etkinlikleri denetleyen, gerektiğinde inceleme ve soruşturma yapan, öğretmenler ile okul yöneticilerine yol gösteren ve millî eğitim yönetmenlerine bağlı olarak |
662 | ilköğretim kurulları | Köy, bucak, ilçe ve illerde İlköğretim ve Eğitim Yasasına göre kurulan ve ilköğrenim çağındaki çocukların eğitimlerine ilişkin sorunlarla uğraşan kurullara verilen genel ad. Köy ilköğretim kurulu, il ilköğretim kurulu gibi. |
663 | ilköğretim okulu | İlkokullara öğretmen yetiştiren ve ayrıca bölgelerindeki ilköğretim kurumlarını geliştiren ve buralarda çalışan yöneticiler ile öğretmenlerin iş başında yetişmelerine yardım eden, öğretim süresi ilkokul üzerine yedi yıl, ortaokul üzerine dört yıl olan mes |
664 | ilköğretim yönetmeni | Bir ilçede bulunan ilkokullar ile köy okullarının yönetimle ilgili işlerine bakan ve aynı zamanda bir ilkokulun yönetmenliğini de yapan yönetici. |
665 | imam-hatip okulu | Ortaokul üzerine dört yıllık öğrenim veren ve öğrencileri imamlık ve hatiplik, Kuran kursu öğreticiliği, vaizlik vb. görevler için yetiştiren bir meslek okulu. |
666 | imge | 1. Gerçekle ilişkisi olmadığı halde insanın zihninde tasarlayıp canlandırdığı şey. 2. Ortada açık bir uyaran olmadan, eski bir duyusal-algısal yaşantının zihinde yeniden canlanan biçimi. |
667 | imgelem | 1. Geçmiş yaşantılara özgü öğelerle şimdiki yaşantılar arasında bağ kurma gücü. 2. Nesnelerin biçimlerini zihinde tasarımlayabilme yetisi. |
668 | imgeleme | Bir şeyin imgesini zihinde canlandırma eylemi. |
669 | imgesel gezi | Özellikle coğrafya, kimi durumlarda tarih derslerinde uygulanan, öğrencilerin imgesel olarak birçok yerler ve olaylar üzerinde bilgi edinmelerine olanak sağlayan, gerçek inceleme gezilerinden önce de hazırlığı kolaylaştırmak için baş vurulan bir öğretim y |
670 | inakçı | 1. Deneye ve kuşkuya yer vermeden çok kez bir yetkeye dayanarak ileri sürülen düşünce, inanç ya da yargıları belirleyen özellik inaklara ilişkin. 2-Öğrencilere eleştirel bir tutum kazandırma yerine birtakım bilgileri olduğu gibi benimseten (davranış). |
671 | inakçılık | 1. Bir görüşü, bir inancı ya da bir düşünceyi ileri sürerken yeterli kanıtlar olmaksızın, onun kesinlikle doğru olduğuna güvenme. 2. Temel konutların (postulat) eleştirilemeyeceği görüşüne dayanan bir öğreti. |
672 | inceleme | 1. Ele alınan bir konu ya da olayın özelliklerini ve ayrıntılarını inceden inceye anlamaya çalışmak, ilgili yasa ve kuralları ortaya çıkarmak ve birtakım sonuçlar elde etmek için yapılan yöntemli çalışma. 2. Bu türden çalışmalar sonunda ortaya çıkan yapıt |
673 | inceleme gezisi: | bk. ders gezisi. |
674 | insanbilim | İnsanın kökenini, biyolojik yapısını, kültürel özelliklerini ve toplumsal davranışlarını kendine özgü yöntemlerle inceleyen bilim. |
675 | insancılık | 1. XIV., XV. ve XVI. yüzyıllarda ortaçağın skolastik düşünce düzenine bir tepki olarak doğan, Yunan-Roma uygarlıklarının diline, yazınsal ve tarihsel yapıtların incelenmesine ağırlık veren eğitim felsefesi. 2. İnsan varlığını her şeyin ölçüsü olarak kabul |
676 | insaniçincilik | İnsanı bütün evrenin odağı ve ereği sayan, bütün nesnelerin insan için var olduğunu Meri süren felsefe görüşlerine verilen genel ad. |
677 | isteğe bağlı ders | Öğrencilerin alıp almamakta özgür oldukları ve yerine bir başka dersin seçilmesi istenilmeyen ders. |
678 | istenç yitimi | Karar verme, dikkat, devinme gibi zihin ve beden etkinliğiyle ilişkili işleri yapamamak biçiminde kendini gösteren ve sinir yorgunluğu sonucu ortaya çıkan durum. |
679 | istenççilik | istencin eğitimini eğitimin başlıca amacı olarak kabul eden ve bu nedenle öğretimde kuramsal bilgiler yerine istenci güçlendirici gönüllü iş ve etkinliklere önem verilmesini isteyen eğitim görüşü. |
680 | iş | 1. Beden ya da kafa gücüyle yapılan şey. 2. Çalışma, emek. 3. Yapılacak ya da yapılan şey, uğraşı, görev. 4. Meslek. |
681 | iş başında eğitim | Kurumlarda çalışan görevlilere, günlük çalışma saatları içinde, görevin ya da işin edimli olarak yapıldığı yerde ya da öğretmenin birim içindeki görev yerinde, kimi zaman bireysel kimi zaman da kümeler halinde uygulanan eğitim. |
682 | iş bilgisi | Ortaokul öğrencilerine gündelik yaşayışlarında yararlanacakları beceri ve alışkanlıkları kazandırmak amacıyla ve genellikle cinsel ayrılıklar göz önünde tutularak okutulan ticaret işleri, tarım işleri, el işleri ve ev işlerinden oluşan ders topluluğu. |
683 | iş dışında eğitim | Kurumlara bağlı kimselerin, görevlerini edimli olarak yaptıkları yerler dışında, belli amaçlara ve önceden belirlenen koşullara göre, yurt içinde ya da dışında yetiştirilmesini öngören eğitim. |
684 | iş eğitbilimi | İş okuluyle ilgili görüş, kuram ve uygulamaları düzenli biçimde inceleyen ve iş okulunun çalışmalarını bilimsel yöntemlerle değerlendiren eğitbilim dalı. |
685 | iş eğitimi | Çocukların çalışma yaşamına kolayca uymalarını sağlamak amacını güden, bu nedenle ilk ve ortaokul öğrencilerinde iş sevgisi ve coşkusu uyandıran, işin kişisel ve toplumsal değerini kavratan etkinliklere ağırlık veren eğitim. |
686 | iş okulu | Öğrencilerine, öğretim programı çerçevesinde türlü işler yaptırarak onların işe karşı olan istek ve ilgilerini arttırmayı öngören, öğrencilerin zihinsel yönden olduğu kadar bedensel yönden de gelişmelerine önem veren okul. |
687 | iş testleri | El araçlarıyle ya da bu gibi araçlar olmadan bir iş yapılmasını gerektiren testler. |
688 | işçi eğitimi | Özellikle sendika üyesi yetişkin işçilere daha çok iş ekonomisi ve sanayi ilişkileri gibi konularda yüksek okul, üniversite ve işçi sendikalarınca verilen eğitim. |
689 | işitme özürü | Olağan yakınlıktaki bir kaynaktan çıkan olağan güçteki sesin dış, orta ve iç kulaktan geçerek beyne ulaşıp tam olarak algılanmaması sonucu sağırlık ya da ağır işitme biçiminde beliren özür. bk. ağır işiten, sağır. |
690 | işitsel | İşitme duyusu, işitme yetisiyle ilgili. |