541 | oğlanbaşlığı | Evlenme sırasında gelinin babasının ya da başka bir yakınının güveye yaptığı ödeme, verdiği mal. |
542 | okur yazarlık oranı | Bir toplumsal kümenin ya da bir toplumun okul çağındaki ve daha yukarı yaşlardaki nüfusu içinde okuma yazma bilenlerin oranı. |
543 | olanak | Olayların ve nesnelerin içindeki nesnel gelişme eğilimi. |
544 | olasılık kuramı | Büyük sayıdaki rastlantısal olayların, eşdeyişle belli durumlarda yinelenen olayların incelenmesine ve rastlantının rastlama olasılığının hesaplanmasına. ilişkin bir kuram. |
545 | olumlu pekiştirici | Topluma hazırlama süreci içinde çocuğa belli davranışlarda bulunmayı öğretmek üzere kullanılan olumlu yaptırım ya da ödüllendirme. |
546 | oluşum yeri | Canlı varlıkların (örneğin insan küme ve topluluklarının) oluşup gelişmesine elverişli koşullar barındıran yer. |
547 | oluşumsal yöntem | Olayların gelişimini incelemede baş vurulan, ana amacı olaylar arasındaki bağlantıları zaman akışı içinde saptamak ve daha alt biçimlerden daha yukarı biçimlere geçişleri incelemek olan bir çözümleme yöntemi. |
548 | ongun | Kimi ilkel topluluklarda üyelerin ataları olduğuna inanarak kendilerini özel bir biçimde bağlı duydukları, topluluğa adını veren hayvan, ağaç,-yel gibi herhangi bir doğal nesne ya da olay. |
549 | ongunculuk | Bir onguna inanç besleme üzerine kurulu toplumsal örgütleniş ve dinsel uygulama biçimi. |
550 | onlar kümesi | Biz kümesi olarak görülen kümenin dışındaki bütün insanları kapsayan küme. bk. biz kümesi. |
551 | onur | Toplumun saygıya değer saydığı şeyleri korumayı, beslemeyi ve geliştirmeyi gerektiren, doğru ve aktöreli olmayı zorunlu kılan tarihsel nitelikli bir aktöre ulamı. |
552 | ortak bilinç | (Durkheim) Bir toplumda ya da toplumsal kümede oluşan, tek tek bireylerinkinden bütünüyle ayrı nitelikte ve bireylerin dışında olan ortak tasarımlar, duygular, davranışlar. |
553 | ortak davranış | Bir toplumsal küme ya da toplum üyelerinin tutum, duygu ve güdü birliğinden doğan ya da doğuyor görünen birleşik eylemleri. |
554 | ortak sorumluluk | Bir toplumsal kümede üyelerden herhangi birinin eylemlerinin sonuçlarına ilişkin olarak toplumsal çevrece üstlenmesi beklenen yükümlülük. |
555 | ortak tasarım | (Durkheim) Toplumsal etkileşmeden doğan ve toplum ya da toplumsal küme üyelerinde benzer duygusal tepkilere yol açarak onlar için ortaklaşa bir anlam kazanan kavram ve simgeler. |
556 | ortaklaşacılık | Toplum içinde birlikte yaşamayı, birlikte girişimlerde, eylemlerde, denetimlerde bulunmayı savunan ilke, bu ilkelerin uygulaması. |
557 | ortaklık yönetimi | Siyasal partiler arasında, hiç olmazsa belli bir süre için birlikte ülkeyi yönetmek üzere gerçekleştirilen birleşim. |
558 | oymak | Ataerkil ya da anaerkil yapılı ve genellikle dıştan evlenmeli yakınlık kümesi. |
559 | oyverme davranışı | Seçmenlerin türlü toplumsal, ekonomik, ruhsal etkenlerin etkisi altında siyasal seçimlerini oluşturma ve açığa vurma biçimi. |
560 | ödünleme | Bireylerin, toplumsal kümelerin toplum içindeki yerlerine yönelmiş bir çekince saydıkları etkileri önlemek, onlardan kaçınmak ya da onları gidermek üzere gösterdikleri bir tepki. |
561 | öğrenme | 1. Belli durumlar ve sorunlar karşısında tepki ve davranış oluşturma, bunları değiştirerek yenilerini edinebilme yeteneği. 2-Ekinin iletilme ve yayılma süreci. |
562 | ölçer | Kişilerin türlü konulardaki yetenek, bilgi ve becerilerini ölçmek amacıyla oluşturulan bir araç ya da yöntem. |
563 | ölçüm | Türlü toplumsal olguların özelliklerini uygun ölçü araçları kullanarak sayısal olarak saptamaya yönelik bir bilme süreci. |
564 | ölçünleştirme | bk. örnek oluşması. |
565 | ölü doğum | Ölü olarak doğan ya da doğumdan hemen sonra ölen bebek. |
566 | ölüm oranı | Belli bir toplum ya da toplumsal küme nüfusunda belli bir süre içinde görülen ölüm olaylarının toplam nüfusa oranı. |
567 | ölüye tapınma | bk. ruha tapınma. |
568 | önbilgi | (Durkheim) Bütün bilimlerin, özellikle de toplumbilimin temelinde yatan ve toplumsal olguların nesnel olarak tanınabilmesi için ortadan kaldırılması gereken ön tasarımlar. |
569 | öncül | 1. Bir tasımda sonucu hazırlayan ilk iki önermeden her biri. 2. Bir bilimsel çalışmada işe koyulurken araştırmaya konu edilmeksizin doğru sayılan önerme. |
570 | önder | 1. (En geniş anlamda) Ünü, gücü ya da toplumsal yeri dolayısıyla öncülük eden, toplumsal davranış başlatan, başkalarının çabalarını yöneten, örgütleyen ya da denetleyen kişi. 2. (Dar anlamda) Bir toplumsal kümede inandırıcı yetenekleri ve üyelerin gönüllü |