661 | sömürge | Bir devletin, kendi ülkesi sınırları dışında egemenlik kurarak yönettiği, ekonomik ve siyasal çıkarlar sağladığı ülke. |
662 | sömürgecilik | Genel olarak bir ulusun başka ulusları ya da toplulukları siyasal ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması ya da yayılmayı istemesi. |
663 | sömürü | Bireylerin, toplumsal kümelerin ya da toplumların, görece daha güçsüz bireylerin, toplumsal kümelerin ya da toplumların emeğini ve kaynaklarını kendi çıkarlarına kullanmaları. |
664 | söylenti | Belli bir olayın olduğu yolunda bir topluluk ya da toplumsal kümede dolaşan doğrulanmamış haber. |
665 | suç | 1. Bir toplumda haksız sayılıp, yazılı-yazısız kurallarla yasaklanan ve yaptırımlara bağlanan davranış ve eylem. 2. Devletçe yasalarla tanımlanıp yaptırıma bağlanmış olan kurallara aykırı davranış. |
666 | suç bölgesi | Suç sayılan eylem ve davranışların oranının yüksek olduğu genellikle kentsel yerleşme bölgesi. |
667 | suçbilim | Bir toplumda ya da bir toplumsal kümede suç sayılan davranışların nedenlerini inceleyen bilimsel çalışma alanı. |
668 | suçlu davranış | Bir toplumda ya da toplumsal kümede suç sayılan davranış, bk. suç. |
669 | suçluluk | Herhangi bir toplumsal görevi yapma ya da bir yasağa uymada bireyin başarısız kalması, toplumsal bir yükümlülüğe aykırı davranması durumu. |
670 | suçluluk oranı | Belli bir toplumda, toplumsal kümede ya da bölgede ceza yasalarına aykırı davranışların oranı. |
671 | süreklilik | Bir düzenin bütünlüğü, öğeleri arasındaki ilişkilerin sonsuz sayıda oluşu, koşullarının değişmesindeki yavaşlık ve bir durumdan başka bir duruma geçişindeki rahatlık. |
672 | takımerki | Az sayıda bireyden kurulu bir kümenin erki elinde bulundurduğu siyasal düzen. |
673 | takımerkinin demir yasası | (Roberto Michels) Özellikle büyük örgütlerin başlangıçtaki amaçlarının hiç değilse bir bölümünden uzaklaşma eğilimi göstermeleri. |
674 | tanım | Mantık kurallarına uygun olarak fiziksel ya da düşüncel herhangi bir konuyu ayırt etme, bulma ya da kurma bilime yeni girmiş olan bir terimin anlamını açıklama ya da bilimde varolan bir terimin anlamını belirleme. |
675 | tanıtlama | Bir düşüncenin doğruluğunu ya da yanlışlığını yadsınamayacak biçimde açık bir kesinlikle ortaya koymak üzere düzenlenmiş uslamlama süreci. |
676 | Tanrıbilim | 1. Herhangi bir dinin inaklar dizgesi. 2. Bu dizgeyi inceleyen bilgi dalı. |
677 | Tanrıtanımazlık | Doğaüstü varlık anlayış ve inancını geçersiz sayan görüşlere verilen genel ad. |
678 | tapıncak | Doğaüstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan doğal ya da yapay, cansız ya da canlı bir nesne. |
679 | tapıncakçılık | İlkel sayılan toplumlarda doğaüstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan doğal ya da yapay, cansız ya da canlı nesnelere tapınma. |
680 | tapınma | Belli bir tanrı düşüncesine ya da doğaüstü sayılan varlıklara inanmayı ve onlara adaklar adamayı anlatan bir dizi dinsel törenler ve uygulamalar. |
681 | tarımcı topluluk | Üretim yapısı tarıma dayalı olan topluluk. |
682 | tarih felsefesi | Tarihsel olayların anlamını, düzenlilik ve yasalarını, insanın gelişimindeki ana eğilimleri araştıran felsefe dalı. |
683 | tarihsel döngü kurama | Vico'nun geliştirmiş olduğu ve toplumun durmadan aynı aşamalardan geçtiğini öne süren kuram. |
684 | tarihsel özdekçilik | 1. İnsan topluluklarının tarihsel gelişim süreci içinde toplumsal gelişmenin genel yasalarını ve bunların gerçekleşme biçimlerini inceleme alanı. 2-Toplumsal gelişmenin son çözümlemede üretim güçlerince belirlendiğini öne süren öğreti. |
685 | tarihsel yöntem | Bir olgunun gerçek doğuş ve oluşum sürecini düşüncede yansıtma yöntemi. |
686 | tarihselcilik | Olayları ve nesneleri belli tarihsel gelişimin ürünleri olarak gören, bunların nasıl ortaya çıkıp, nasıl geliştiğini, nasıl bugünkü durumlarına geldiğini araştıran ve bugünü geçmişe bağlayarak açıklayan yaklaşım. |
687 | taygeldi ailesi | (İ. Yasa) Evlenme çağında karşıt cinsten çocukları olan dul bir erkekle dul bir kadının, evlenmeden önce bir gereklilik olarak çocuklarını birbirleriyle evlendirmelerinden oluşan aile biçimi. |
688 | tecim | Bireylerin, toplumsal kümelerin ya da toplumların kâr elde etme amacıyla giriştikleri her türlü mal değişimi. |
689 | tecim böigesi | Bir bölgenin ekonomik bakımdan bağımlı bulunduğu en yakın tecim alanı. |
690 | tecimselleşme | Herhangi bir etkinliğin özel kazanç ereğiyle yürütülmesi, başka değer ölçülerinin ve ereklerin göz önünde bulundurulmaması. |