841 | ulusçuluk | Yabancı baskısı ve sömürüsünden kurtulmayı, kendi ulusunu sevip onu yüceltmeyi amaçlamaktan, kendi ırkını bütün başka ırklara üstün görüp onları egemenliği altına almayı istemeye dek varabilen öğretilerin genel adı. |
842 | umu düzeyi | Kişilerin gelir, eğitim, orun vb. konularda toplumsal ekonomik koşullarıyla belirlenen öznel dileklerinin, özlemlerinin ulaşabildiği sınırlar. |
843 | usaaykırı | Düşünce ve usa karşıt, usla anlaşılamayan, mantık kavramlarıyla açıklanamayan şey. |
844 | usçuluk | 1. Usa, ussal yargıya inanma, usa aykırı ya da usdışı hiç bir şeyi tanımama tutumu. 2. Bilginin evrensellik ve zorunluluğunun deneyden ve deneysel genellemeden değil, yalnızca ustan çıkarsanabileceğini savunan öğreti. |
845 | ussallaştırma | Bireyin, davranışlarının toplumsal çevresince az ya da çok kınanan gerçek güdülerini gizleyip bu çevrede onay gören gerekçeler uydurması. |
846 | uyanış | Derebeylik düzeninin çöküşü ve kentsoylu toplumun doğuşu döneminde Avrupa'da (özellikle İtalya'da) gelişen genel toplumbilim ve felsefe öğretileri bütünü. |
847 | uyaran | Bireylerin ya da toplumsal kümelerin herhangi bir tepkide bulunmalarına yol açan bir nesne, bir olay. |
848 | uyarlamacı davranış | Bireyin doğal ve toplumsal çevresinin gereklerine uyacak biçimde davranması. |
849 | uyarlanma | İnsanın örgensel bakımdan doğal ve toplumsal çevre koşullarına tepki gösterdikten sonra bozulan dengenin yerine yenisinin oluşması. |
850 | uyarma | Bir duyu örgenini ya da tüm bir sinir düzenini, kendi dışındaki bir nesne ya da durumun bir tepkide bulunmaya yöneltmesi. |
851 | uygarlık | 1. İnsanlığın elde ettiği uygulayımsal, düşünsel, sanatsal ve tinsel başarıların belli bir zaman noktasındaki düzeyi. 2. Belli bir toplumun özelliği olan uygulamalar, düşünceler, bilgiler, ürünler, tutum ve davranışlar düzeni, bk. ekin. |
852 | uygarlık bölgesi | Belli bir uygarlık (ya da ekin) türünün başat durumda olduğu ve bu niteliği ile başkalarından ayırt edilen bölge. |
853 | uygarlık çarpması | İleri bir uygarlıkla ilişkiye giren ilkel uygarlık üyelerinin başlangıçta içine düştükleri ve kendi uygarlıklarının çözülmesine dek götürebilen şiddetli ruhsal çatışma durumu. |
854 | uygarlık değişmesi | Bir uygarlığın özdeksel ve tinsel öğelerinde iç ya da dış etkenler sonucu ortaya çıkan tikel ya da tümel değişiklikler, bk. toplumsal değişme. |
855 | uygulamacılık | Yalnız insanın kendisine yararlı olarak kullanabileceği şeyi gerçek sayan, gerçeğin ve doğrunun değerini, onun uygulamada sağladığı yarara göre saptayan öğreti. |
856 | uygulayım değişimleri | İnsanın doğal ve toplumsal çevresini kendi gereksinmelerine göre kullanıp değerlendirmek amacıyla geliştirdiği yol, yöntem ve araçların tarih boyunca ayrımlılaşması ve etkinleşmesi. |
857 | uygulayımbilim | Güç ve bilgiyi denetleme, toplama, biriktirme, işleme, iletme vb. amaçlar için oluşturulan makinelerin, dizgelerin ve araçların tümü. |
858 | uygulayımcıerki | 1. Ekonomik yaşamın ve devlet yönetiminin siyasacıların değil, uygulayımcıların ve iş adamlarının elinde olması. 2. Bu tür bir düzeni savunan görüş. |
859 | uymacı siyasa | Davranışları kurulu düzenin ölçülerinden ayrılan bireyleri ya da toplumsal kümeleri bu ölçülere uygun davranmaya yöneltmek, uymakta olanların da aykırı davranmalarını önlemek amaçlarıyla izlenen toplumsal denetim siyasası. |
860 | uymacılık | Yürürlükteki kurum, ölçüt ya da koşullara, görece katı kalıplara eleştirel bir değerlendirme yapmaksızın uyma. |
861 | uyuşturucu özdek alışkanlığı | Türlü toplumsal ve ruhsal etkenler sonucu bir uyuşturucu özdeği düzenli biçimde, gönüllü olarak ve ruhsal bir bağımlılıkla (yokluğu bunalmaya yol açacak biçimde) kullanma alışkanlığı, |
862 | uzlaşma | Bireylerin ya da toplumsal kümelerin, toplumsal değerlerin paylaşılmasında karşılıklı ödünlerle aralarında bir anlaşmaya varmaları. |
863 | uzmanlaşma | Örgensel, coğrafyasal, üretimsel, kurumsal vb. özellikler ve koşullar sonucu oluşan ve yol, yordam, bilgi, beceri konularında toplumsal işbölümü ve ayrımlaşmaya götüren süreç. |
864 | üç durum yasası | (Auguste comte) Her toplumun tarihsel evriminin, sahip olduğu düşünce yapısından kaynağını aldığını ve bu düşünce yapısının sırasıyle dinsel, doğaötesel, pozitif nitelik aldığı üç dönemli bir evrimden geçtiğini savunan kuram. |
865 | üçüncü dünya | Sömürgeci devletlere, genel olarak günümüz dünyasındaki büyük güçlere karşı uluslararası düzeyde aralarında bir ölçüde dayanışma gerçekleştirmiş bulunan Asya, Afrika, Güney Amerika'nın geri kalmış devletlerinin tümü. |
866 | ülkü | Toplum yaşamının türlü alanlarında insan eylem ve etkinliklerinin ulaşmayı amaçladığı, tasarım-sal yetkin erek. |
867 | ülkücülük | Bir ülküye bağlılık yetkine ulaşma tutkusu, bk. ülkü. |
868 | üretim araçları | Özdeksel üretimde kullanılan araç ve nesneler. (Ör.: İlkel insan için taş, sopa, balta. Günümüz gelişmiş toplumlarında toprak, makineler, donanım, yollar, su yolları vb.) |
869 | üretim biçimi | Toplum yaşamında, insanların yaşamaları için gerekli olan şeyleri (yiyecek, içecek, barınak, iş gereçleri) elde etmelerinin tarih içinde gösterdiği türlü düzenlerden her biri. |
870 | üretim güçleri | Bir toplumdaki insan öğesi, üretim araçları, üretim deneyleri ve alışkanlıklarının tümü. |