901 | yasak hısımla sevişme | Bir toplumun yerleşmiş törelerine göre evlenmeleri yasak olan hısımların aralarında cinsel ilişki kurmaları. |
902 | yasan | İnsanın önceden tasarlayıp ulaşmak için çabalarını üzerinde yoğunlaştırdığı bir erek. |
903 | yasanlılık | Toplumsal düzenlerin, insan eylemlerinin, örgensel yapıların vb. karmaşık nedensellik bağlantılarındaki ve yasalılık gösteren gelişmelerindeki yön belirliliği. |
904 | yasaya uygunluk | Bir davranış biçiminin, bir toplumsal yerin ya da değerin bir kümenin ya da bir bireyin erk isteminin toplumsal çevrece haklı sayılması. |
905 | yaş dağılımı | Bir toplum ya da toplumsal küme nüfusunun yaş kesimlerine göre dağılma oranları. |
906 | yaş katmanı | Üyeleri, çoğunlukla da erkek üyeleri belli ve aşama-sırah yaş kümelerine ayrılan toplumlarda belli bir yaşa ulaşmış olan bireylerin oluşturduğu dirimbilimsel toplumsal katman. |
907 | yaş kümesi | Üyeleri yaş ölçüsüne göre belirlenen toplumsal küme. |
908 | yaşam aşamaları | Bireylerin, toplumsal kümelerin ya da toplumların içinden geçtikleri belli başlı bunalımlı değişim dönemleri. |
909 | yaşam biçimi | İnsanların yiyecek, giyecek, barınak, dinlenme, eğlenme, sağlık vb. gereksinmelerini karşılamaya ilişkin koşullarının gösterdiği belirli biçim. |
910 | yaşama düzeyi | Belli bir toplumda ya da toplumsal kümede ulaşılmış bulunan tüketim düzeyi. |
911 | yaşama ölçünü | Belli bir toplumda ya da toplumsal kümede ulaşılmak istenen tüketim düzeyi. |
912 | yaşlıerki | En yaşlı erkeklerin yönetici oldukları toplumsal düzen. |
913 | yatay küme | Üyeleri aynı toplumsal sınıf ya da katmandan gelen toplumsal küme. |
914 | yatay toplumsal devingenlik | Bireylerin, toplumsal kümelerin ya da uygarlık öğelerinin saygınlık sıralaması bakımından önemli bir değişmeye uğramaksızın bir yerden bir başka yere gitmesi olayı. |
915 | yayılmacılık | Ekinsel gelişmeyi geniş ölçüde bir ekinden bir başkasına türlü ekin özelliklerinin geçmesi süreci ile açıklayan insanbilim okulu. |
916 | yaymaca | Bir düşünceyi, bir kanıyı, savunanların çıkar ya da görüşlerine uygun düşecek biçimde ve yandaşlarını çoğaltmak amacıyla söz ya da başka araçlarla kamuya sunma. |
917 | yazçizcilik | 1. Kamu kuruluşlarının ve büyük çaplı özel işletmelerin yönetimindeki görevlilerin, katı kurallara sıkı sıkıya bağlılığı, sorumluluk üstlenmekten kaçınması, yeni yolları denemeğe karşı direnmesi tutumu. 2. Yazçizcilerin devlet gücünü denetimlerine geçirdi |
918 | yazgıcılık | İnsan yaşamının, toplum düzeninin önceden doğaüstü bir istenççe, insanlarca değiştirilmesi olanaksız bir biçimde belirlenmiş olduğunu öne süren bilimdışı görüş. |
919 | yeni kuşak | Bir bireye göre daha genç olan bireylerin (oğul, yeğen vb.) oluşturduğu kuşak. |
920 | yeni sömürgecilik | Eski sömürgelerin ulusal bağımsızlıklarına kavuşması üzerine sömürgeci toplumların, açık siyasal egemenlik kurmaksızın, uluslararası ticaret ve ekin ilişkileri yoluyla bu toplumlar üzerindeki sömürülerini sürdürmeleri olgusu. |
921 | yeni ve eski | Toplum yaşamında, çatışmaları değişme ve gelişmenin itici gücünü oluşturan iki karşıt güç ve eğilim. |
922 | yenilik | Değişen koşullara uyarlanmak üzere toplum yaşamında oluşan yeni bir öğe ya da o zamana değin yürürlükte olan uygulayımlardan değişik bir uygulayım. |
923 | yerel küme | Genellikle yerleşme yeri özdeş olan ve yüz yüze ilişkiler içinde bulunan kişilerden oluşan toplumsal küme. |
924 | yerinden yönetim | Bir toplumsal birimin kimi güçlerinin, çoğu kez yerel düzeydeki türlü kesimleri arasında bölünmesi süreci ya da durumu. |
925 | yetenekler | 1. Geniş anlamında, bireyin, davranışlarını düzenleyen, etkinliklerini koşullandıran ve dirimbilimsel-toplumsal olarak belirlenen özellikleri. 2. Dar anlamında, bireyi belli bir uğraşsal etkinliğe uygun kılan bir dizi ruhsal özellikleri. |
926 | yetişkin eğitimi | Bir ülkede zorunlu okul yaşı üzerindeki bireylere, okullarda kazandırılan bilgi ve beceriler dışında ya da onları zenginleştirici nitelikte bilgi ve beceriler kazandırmayı amaçlayan örgün eğitim çalışması. |
927 | yetiştirme | bk. çocuk yetiştirme yolları. |
928 | yetke | Bir bireyin, bir görüşler dizgesinin ya da bir örgütün, kimi nitelikleri taşımaktan ya da kimi orunlarda bulunarak belli hizmetleri yerine getirmekten doğan ve genel olarak tanınan etkisi. |
929 | yetkeci kişilik | Üstlük-astlık ilişkilerine aşırı önem veren, kişiye saygısı az, saymacı, eleştirisiz uyan, bireyliği olmayan kişilik yapısı. |
930 | yetkecilik | Üstlük-astlık ilişkilerine aşırı önem verme, kişilere az saygı duyma, saymacılık ve ayırt etmesiz uymacılık eğilimlerinin tümü. |