151 | çağdaşlaşma | Geri kalmış toplumların ekonomi, bilim, ekin, toplumsal düzenleniş. . . alanlarında günümüz bilim ve uygulayımının olanak verdiği en gelişkin aşamaya gelme çaba ve özlemlerini anlatan geniş kapsamlı toplumsal akım. |
152 | çalım | Bir toplumda ya da toplumsal kümede anlamı ortaklaşa olarak bilinen el, kol, yüz... imleri. |
153 | çekirdek aile | Karı, koca ve evlenmemiş çocuklardan kurulu olan sanayileşmiş ve kentleşmiş toplumlarda oluşan aile biçimi. |
154 | çelişme | Eytişimci düşünüşte her devinimin kaynağını, canlılığın kökenini ve gelişme ilkesini anlatan ulam evren, doğa, toplum ve insanın gelişim yasası. |
155 | çelişmezlik | Bilginin sunulmasında tutarsızlık ve çelişme bulunmaması gerektiği yolundaki temel bir mantık kuralı. |
156 | çete | Genellikle toplumsal çevrece onanmayan ortak bir amacın ve yüz yüze ilişkilerin birleştirip sıkı sıkıya birbirine bağladığı bireylerden oluşan küme. (Özellikle suçlu çeteleri'ni anlatmak için kullanılır.) |
157 | çevre kesişmesi | Bir toplumda bireylerin aynı zamanda birden çok toplumsal kümenin üyesi olmaları ve işbirliği yapmaları olgusu. |
158 | çevrebilimsel durum | 1-Bir çevrebilimsel birimin (kent bölgesi, yöre kent, uydu kent, köy vb.) belli yerlere olan uzaklık ve ulaşım olanakları bakımlarından durumu. 2-Belli bir çevrebilimsel birimin belli yerlerle arasındaki egemenlik-bağımlılık ilişkileri açısından durumu. |
159 | çıkar | 1. Bireylerin, toplumsal kümelerin ve tarihsel toplulukların özdeksel ve tinsel gereksinmelerini karşılayacağına inandıkları kişi ya da şeylerle ilişkisi 2. Bireylerin, bu gereksinmelerini yansıtan amaçlı düşünce ve eylem yönelimleri. |
160 | çıkar kümesi | Belirli bir özlem, ilgi ya da istek yöresinde oluşan bir toplumsal küme. |
161 | çilecilik | Yüksek bir aktöreye ya da dinsel ülküye ulaşabilmek için rahatlıktan aşırı ölçüde uzak durmaya ve onu aşağılamaya dayalı bir düşün ve yaşama biçimi. |
162 | çocuk suçluluğu | Çocuklarla erginlik yaşı altındaki kişilerin yasalarla yasaklanmış olan ya da yasal açıdan suç olarak yorumlanabilen davranışları. |
163 | çocuk yetiştirme yolları | Bir toplumda ya da toplumsal kümede yeni doğan çocuğun beslenmesinden görgü kurallarını öğrenmesine değin topluma hazırlanmasına ilişkin bütün uygulamalar. |
164 | çocuksanlılık | Bir baba ya da anneyi çocuğunun adıyla çağırma geleneği. |
165 | çoğulcu elerki | bk. çoğulcu toplum. |
166 | çoğulcu toplum | Türlü sınıfları, katmanları eşdeğerde sayılan ve her birine toplumun yönetimini etkileme hakkı tanınan toplum. |
167 | çoğulculuk | 1. Toplum yaşamında birbirine eşit ve birbirine indirgenemeyen birden çok ilkenin, alanın, gerçeklik biçiminin var olmasını savunan görüş. 2. Toplumbilimde: Tarihin, olayların rastgele akışından başka birşey olmadığını, bu yüzden de toplumsal gelişimin ne |
168 | çokeşlilik | Karı ya da kocadan herhangi birinin birden çok sayıda olmasının toplumsal olarak onaylandığı evlilik biçimi. |
169 | çokkarılılık | Bir erkeğin bir anda iki ya da daha çok sayıda kadınla evli olabildiği evlilik biçimi. |
170 | çokkocalılık | Bir kadının yasal olarak bir anda iki ya da daha çok sayıda kocasının bulunabildiği evlilik biçimi. |
171 | çoktanrıcılık | İlkel İnsanların açıklayamadıkları ve karşısında yenik düştükleri her doğa gücünü tanrılaştırıp onun koruyuculuğunu elde etmeğe çalışmaları. |
172 | çözümleme ve bileştirme | Bir bütünün düşüncede ya da gerçekte kurucu parçalarına ayrılması ve bu parçalar kullanılarak bütünün yeniden kurulması. |
173 | davranım | 1. Geleneklere, göreneklere, aktöreye, güzellik kurallarına ve ilkelerine göre değerlendirilen ya da yöneltilen kişi davranışı. 2. İnsanı hayvandan ayırt eden bilinçli, özgür istence dayalı davranış. |
174 | davranış | Bir toplumda ya da toplumsal kümede genellikle alışkanlık durumuna gelen ve saymaca olan, görece tekbiçimli bir eylem türü. |
175 | davranış sapması | Bir toplumun ya da toplumsal kümenin kurallarına ya da düzgülerine aykırı biçimde davranma. |
176 | davranışçılık | 1. Ruhsal olayları ergenlerin tepkimelerine indirgeyen, bilincin temel öğesinin uyarı ve tepkime arasındaki ilişki olduğunu, bilinç ile davranışın özdeşliğini savlıyan düşünce akımı. 2. Toplumsal olayları bireylerin dışlaşan davranışlarına bakarak açıklam |
177 | dayıcılık | Yeterli ve yetenekli olup olmadıklarına bakmadan insanın yakınlarını kayırması özellikle de belli orunlara getirmesi tutumu. |
178 | dedikodu | Bir birey ya da toplumsal küme üzerinde, yüze karşı değil arkadan sözlü saldırıda bulunmak yoluyla toplumsal denetim kurma. |
179 | değişme | Bütün nesne ve olayların her türlü devimi ve etkileşmeyi, bir durumdan bir başka duruma her türlü geçişi dile getiren en genel varoluş biçimi. |
180 | değşinim | (Değşinimciliğe göre) Doğada ve toplumda niteliksel değişmelerin yavaş yavaş değil birdenbire olması, bir şeyin ortam ve koşullarını bulduğunda birdenbire nitelik değiştirmesi. |